12 Mayıs 2009 Salı

VE KADIN KONUŞUR…

Evet, özledim… Ama seni değil… Seni sevdiğim zamanları…

İçimde bir sevgi, yalnız… Çırpınmıyorum, ait olduğu var biliyorum… Hiç tanımadığım birini özlüyorum şimdi…

Sen gerçekten birilerinin özlenmediğine emin misin? Korkaklıktan gelen bir çeşit öfke değil mi sana bu cümleleri sarf ettiren? Seni iyi tanırım adamım, kokunu hala hatırlıyorum. Hiç görmediğim adımlarından tanırım seni… Dindir şu öfkeni, yoksa beceremeyeceksin… Hep bir yanın eksik kalacak bunu biliyorsun. İçinden kabullenmen bir şey ifade etmez. Kimse bilmez, yalnızca susarsın, sığındığını sandığın senin gücün değildir.

Hep bir yanın eksik kalacak, söyle bunu… Bağır hatta… Ne kadar güçsüz olduğunu görsün çevrendekiler. Anlat onlara neden böyle güçsüz olduğunu. Göreceksin… Benim sana bir türlü anlatamadıklarımı işte, o zaman… Her attığın adım kurtuluşun için bir çaba olmasın. Bir defa da gerçekten kaybetmek için adım at… Sen ol… Kaybet… Ve Arın şu öfkenden…

Birileri seni sevecek, sen de seveceksin… Hedeflerin olacak kocaman kocaman. Elde etmek için kendini bile unutacağın türden. Çocukların olacak birlikte yağlı boya tablo yaptığın. Güzel bir kadının olacak seni çalışırken seyreden. Ama… Zaman dönüp durdukça yaşlanacaksın, içinde hep bir yanın sızlayacak… Kabul et, özlediğini… İçindeki öfkeyi… Saçların döküldükçe sızlayacak, geçmeyecek… Daha kendine ait devam etmek için kabul et…

Hep bir yanın eksik kalacak…Yine öfkelisin… Öfkenin titreşimlerini hisseder gibiyim. Üzgünüm, seni öfkenle birlikte sevemedim… Sen de kendini sevemedin zaten…

Kendin için bir sürü şey yaptığını zannettin, ama yapmadın aslında, onlar bencilliğin için-di… Şimdi ilk defa kendin için bir şey yap ve kabul et…

Hep bir yanın eksik kalacak… Dindirmezsen şu öfkeni…

Ve kadın O adama sonsuza dek susar…